Seçimlerin anahtarı Kürtlerin elinde

Seçimlerin anahtarı Kürtlerin elinde.

Devletin tüm imkanlarını tepe tepe kullanarak ülkeyi baskın seçim atmosferine sokan AKP iktidarının uyguladığı ve ülkeyi birçok alanda çıkmaza sokan politikaların toplumun genelinde olduğu gibi Kürt seçmenince de ciddi sorgulamaya tabi tutulduğu görülmektedir.
Elbette Kürt siyasi hareketi durumundaki HDP'nin izleyeceği politika da seçimlerde önemli bir belirleyen olacaktır. Buna rağmen önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de Kürtlerde iki ana eğilim kendini gösterecektir: HDP ve AKP.
Oluşan mağduriyetlerin de etkisiyle cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkan Demirtaş ile HDP'nin, tüm olumsuzluklara rağmen önemli fırsatları yakaladığını gözardı etmemek gerekir. Halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarının görevden alınması,  milletvekillerinin tutuklanması, Irak Kürdistanı'nın İran'ın kucağına atılması, yüzbinlerce Rojavalı Kürdü mülteci durumuna getiren Efrin operasyonu, seçimlerde Kürtlerin tercihini önemli oranda etkileyecektir.
Sıralanan bütün bu nedenlerin de etkisiyle Fırat'ın doğusunda iktidarın ciddi oy kaybına uğrayacağını tahmin etmekle birlikte (bunun istisnası sanırım Ş.Urfa ve Bingöl olacaktır), Fırat'ın batısındaki Kürt şehirleri Adıyaman, Malatya, Elazığ’ın yanı sıra Gaziantep’te ise iktiadarın oy oranını önemli oranda koruyacağını düşünüyorım. Asıl önemli olan Türkiye'nin batısında yaşayan Kürt seçmenin tutumudur. Esasen bununla ilgili de kamuoyu yoklamaları bizlere önemli ipucu vermektedir. Buna göre Batılı büyükşehirlerde genç Kürt seçmen ezici oranda Demirtaş ile HDP'yi destekleyecek iken, orta yaşın üstündeki Batılı muhafazakar Kürt seçmenin en az yarısı AKP'de karar kılacaktır.
An be an farklı anketörlerce yapılan anketlerin genelinde ortaya çıkan tablo Cumhur İttifakı’nın giderek kan kaybettiği, buna karşın Millet İttifakı’nın seçmenin daha çok ilgisini çektiği yönündedir. İkinci tura kalması büyük ihtimal dahilinde olan seçimin bir diğer çekişmeli yönü de CHP’nin adayı Muharrem İnce ile İyi Parti’nin lideri Meral Akşener arasında gerçekleşiyor olmasıdır. Kamuoyu yoklamaları her ne kadar iki liderin başa baş gittiğini gösterse de ikinci tura Muharrem İnce’nin kalması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında şansının yüksek olacağı daha ihtimal dahilindedir. Zira ikinci turda seçimin kilidini açacak anahtarın Kürtlerin elinde olacağı ve Kürtlere yakın adayın ise daha çok İnce olacağı yönündedir.
Gerek kendisi gerekse de partisinin kurucularının büyük bölümünün MHP kökenli olması Meral Akşener’in Kürt seçmenlerce seçilmesi önünde ciddi bir engeldir. Buna karşın HDP’nin tavrını Muharrem İnce’den yana kullanması ile kendi seçmeninin kanaatini bu yönde kanalize etmesi İnce’yi Erdoğan karşısında çok daha zorlu bir rakip seviyesine çıkaracaktır. Dikkate alınması gereken bir diğer husus da Ortadoğu’da Kürt merkezli gerçekleşen gelişmelerin Kürtler üzerinde oluşturduğu etkilerdir. Muhafazakar Kürt seçmenin tercihi önemli oranda AKP olsa da, Irak Kürdistan merkezli olaylar, Türkiye’nin Barzani yönetimine sırtını dönmesi ile Kerkük’ün İran işgaline uğraması ve Efrin operasyonu, Kürt seçmenin ezici çoğunluğunda ciddi tepkilere neden oldu.
Dolayısıyla seçimlerden ikinci çıkması muhtemel olan Muharrem İnce’nin Türkiye’nin Kürt Sorunu başta olmak üzere Irak Kürdistanı ile Efrin merkezli Kürtlerin hassas olduğu konularda geliştireceği söylemler, ikinci turdaki şansını ciddi manada arttıracaktır.
Bu satırlardan da anlaşıldığı üzere Irak Kürdistanı ile Rojava merkezli ele aldığım bu yazımın temel noktası bu iki Kürt coğrafyası ile ilgili meydana gelen son gelişmelerin Türkiyeli Kürt seçmen üzerinde bırakacağı etkilerdir. Zira 24 Haziran seçimlerinden Erdoğan’ın galip çıkması durumunda her iki Kürt bölgesine dönük Türkiye’nin baskısının giderek artacağını ön görmek için müneccim olmaya gerek yok. Hatırlanacağı üzere son yıllarda başarısızlığa uğrayan Çözüm Süreci’nden sonra Erdoğan yönetiminin Kürtlere dönük politikaları giderek sertlik yönünde şekil aldı. Son yıllarda Batı’ya sırtını dönerek otoriter Putin Rusyasından medet uman AKP iktidarının, ülkede MHP’yi memnun etmek dışında kayda değer olumlu bir icraatı gerçekleşmedi. MHP ile ittifakı yeterli bulmayan ve yanına ikiz kardeşi BBP’yi de alarak milliyetçi koalisyonunu sağlamlaştıran iktidarın önümüzdeki süreçte yeniden Kürt açılımına dönmesi gerçekçi durmuyor.
Dolayısıyla 24 Haziran seçimlerinde yüzü daha çok Batı’ya dönük ve AB değerlerini önceleyen Meral Akşener’in yahut Muharrem İnce’nin seçilmesinin Türkiye Kürtlerinin yanı sıra Irak ve Suriye Kürtlerine daha fazla nefes aldıracağını ön görmekteyiz. Elbette siyasi kurnazlığıyla mahir Erdoğan’ın ikinci turda Kürtlere yönelik dengeleri alt üst edecek bir stratejisi ortaya çıkmaz ise…  

Basnews

تعليقات